29 Eylül 2007 Cumartesi

Mega Hafıza Seti video - kitap - toefl - kpds


http://rapidshare.com/files/59015595/Hafiza.egitmi.ingilizce.part1.rar

http://rapidshare.com/files/59019886/Hafiza.egitmi.ingilizce.part2.rar

http://rapidshare.com/files/59024092/Hafiza.egitmi.ingilizce.part3.rar

Mega Hafıza eğitim seti kitap video


2 Eylül 2007 Pazar

DergiPlanet Sayı - 3


DP den alıntı :

Söz verdiğimiz gibi, Eylül ayının ilk günü DergiPlanet'i sizlere ulaştırmayı başardık... İlk iki sayının amatör ruhuna profesyonellik sosu eklemenin iyi ve "doğru" olacağı ortadaydı. Yeni yazar arkadaşlar ve yeni bir "zihniyet" ile yaz boyunca konunun takipçisi olduk ve nihayetinde de ekranlarınıza konuk olabilmeyi başardık...Bu sayıyla birlikte en bariz değişiklik, sizlerin de göreceği gibi "görsel" bakımdan profesyonelce davranmak oldu. Bu noktada, yazıların rahat okunurluğunu hem kullanılan yazı karakteri, hem spotlar ve hem de bol görsel malzeme ile yapmaya çalıştık. Başarılı olduğumuz düşüncesindeyiz ancak yeterli olmadığının da farkındayız. Yeni bir anlayışla yola devam ederken belki de bunu DergiPlanet'in ilk sayısı olarak bile görebiliriz. İçinde sinema ateşi yanan, amatör bir aşkla bu sanata gönül vermiş, kimi az kimi çok katkı sağlayınca, "olmayacak" diye birşey yoktur...Derginin içeriğini tasarlarken, sinemayı "şenlik" olarak görenleri de, "kültür" olarak görenleri de dışlamamaya gayret ettik. Güncelliği takip ederken, bu sanatın kilometre taşları içeriğimizin ilgi alanındaydı.Gönül arzu eder ki, dergimiz aylık ve sayfa sayısı da daha fazla olsun. Ancak dergicilik tecrübesi yaşayan ekip çalışanlarının ortak düşüncesi, kurşunlarımızı hemen bitirip cephanesiz kalmak yerine, daha uzun soluklu olması, arkadan yeni yazarların kazanılmasına zaman ve zemin oluşması bakımından iki aylık periyod ve 60-70 sayfalık bir dergi çıkarmak en akıllıcasıydı...Keza büyük bir hayran kitlesi olan animelere de daha çok yer ayırmayı arzulamıştık. Ancak bahsettiğimiz sayfa sayısı standardını aşmamak adına bu seferlik 6 sayfa ayrılmıştır. Önümüzdeki sayı, bu sayfa adedinin en az 2 katı olacağının sözünü şimdiden verelim...Ayrıca dergimizde tanıtımını yaptığımız bir kitapta yer alan Tarkovski ile ilgili bir değerlendirme yazısını, yayıncısının da izniyle alıntıladık...Dergimizi okunur kılmak adına, yazıları popüler konulardan akademik düzeyde diyebileceğimiz konulara doğru akıttık... Sıralama önem taşımamaktadır... Arzu eden, arzu ettiği sayfadan okumaya başlayabilir...DergiPlanet?in sayfaları, kullanıcılarımızın tümünün katkısına açıktır. Yazı yazmak arzusunda olanların, editör ekibine bu taleplerini iletmesi yeterli olacaktır...Eksiklerimizin ve hatalarımızın farkındayız. Bir bebeğin anne karnından çıktığı ilk gün yürüyememesi misali, zamanla eksikler giderilecek, hatalar tekrar edilmeyecektir. Mevcut dergideki "kadı kızında bulunur" türden hataları hoşgörüyle karşılayacağınızı umut ediyoruz...Keyifli okumalar dileğiyle...
NeOttoman

9 Ağustos 2007 Perşembe

Maskesiz Soygun / Bir AKP Belge'seli


Simit ve su satarak tüccar siyaset'e başlayan Tayyip Erdoğan'ın malvarlığını nasıl katlayıp, milyon dolarlara ulaştırdığı belgelerle gözler önüne seriliyor. İktidarı döneminde şirketlerinin sorunlu olabilecek ekonomik geçmişini ak'layan Başbakanın hisselerinin bir buçuk yılda yüzde üç bin değer kazanmasının sırrı, belge'sel olup akarken, AKP'nin kabine üyeleri hakkında hayali ihracattan toplu gümrük kaçakçılığına, sahte fatura düzenlemekten vergi kaçakçılığına kadar uzanan suçlamalar..

Tarikat-siyaset-ticaret üçgenindeki ilişkiler ağıyla şekillenen iktidarın devlete yalan bilgi vermekle suçlanan bakanını, resmi kurumların gizli yazışmasına iş takibi yaptığı notu düşülen kabine üyesini, terörist'le buluşmaya ev sahipliği yapan danışmanını tanıyacaksınız.

Gelen gideni seyretmek yerine 500 ytl maaşla 2.5 milyon dolarlık gemi alıp yüklerini tutan çocukların ak'çeli yaşamını göreceksiniz. 1 milyon ytl'ye villa alan çocuklara enişteler, ABD'de alınan evler, genel müdürlük koltuğuna oturan damatlar ve daha niceleri.

Yolsuzlukla savaşın söylemiyle yola çıkan ama kendi döneminde yolsuzluk markası alidibo'yu yaratan iktidarın başbakanının, bakanlarının, kardeşler, çocuklar, enişteler, damatlar ve yandaşların ekonomisinin hızla gelişip serpilişinin dünden bugüne öyküsünü belgelerle okuyacaksınız.


KITAP TANITIMI

Ankara-Washington Hattı / Amerikan İktidarının Sonu




ABD kontrolünden çıkan Adnan Menderes’in infazına, 27 Mayıs darbesinden önce karar verilmişti. Menderes, içerideki ABD'nin bizi yönetir hale gelmesi gerçeğine ilk itiraz eden ve sırf bu itirazı yüzünden hayatını kaybeden kişidir.

O yıl, tarihte ilk defa yerli ve milli çizgide bir isim Türkiye Cumhuriyeti’nde Genelkurmay Başkanı olacaktı. Gelgelelim, 1 Haziran 1977’de film koptu!

Turgut Özal ve Adnan Menderes’in Amerikancı oldukları yönündeki yorumlar, tamamen bir tezgahtır. John F. Kennedy’nin suikastının izini sürenler, Adnan Menderes’in idamını sorgulamalıdır. Çünkü aynı isme ulaşacaklar: Edgar Hoover.

Sonuçta, 2006’nın 15 Mayıs’ında Ankara, yıllardır Türkiye’ye hükmeden ABD’yi devreden çıkarmış ve Ankara’nın tam bağımsız stratejik kimliğini kazanması sağlanmıştır.

Araştırmacı yazar Tamer Korkmaz, Türkiye’nin ABD ekseninden çıkıp, bağımsız bir devlet olma yolunda attığı adımların perde arkasını ilk kez anlatıyor.


KITAP TANITIMI

Kan Uykusu 2 / Dvd'li

Nihat Genç'in önsözüyle
‘Bizler gözlerinizin içine, siz bize bakamadığınız için bakmıyoruz. Sizi daha fazla üzmemek için. Peki ya siz neden bizim gözlerimizin içine bakamıyorsunuz?’

Savaş Yücel - Güneydoğu Gazisi
Verilen şehitler ve gaziler haberlerde hep bir sayıdır. Oysa her bir sayının ardında çok acı hikayeler yatar. O haberlerde ki sayıları unuttuğumuz sırada şehitler ölür. O haberlerdeki sayıları unuttuğumuz sırada bir gazi güç bir hayata başlar.

Güneydoğu’da çeyrek asırdır sıcak çatışma yaşanıyor. Bu ortamda görev yapan yüzbinlerce asker var. Türkiye’nin dört bir tarafından seçilerek askere alınan bu gençlerin binlercesi bazen bir mayına basarak, bazen bir sıcak çatışma ortamında mermi yiyerek şehit oldu. Türkiye’nin dört bir yanında onbinlerce eve ise ateş düştü. Türkiye şehitleri kalbine gömdü peki onbinlerce Güneydoğu gazisini ne yaptı? Bu sorunun yanıtını Kan Uykusu 2 - Kınalı Türkü’de Güneydoğu gazileri veriyor..

Gaziler bedenlerinin ve ruhlarının eksik parçalarını adeta tek bir vücut gibi bir araya getirmişler; kenetlenmişler.

Ancak onları kıran aslında bir başka şey var... Resmen gazi olmadıklarını fark etmiş olmaları... Halk arasında Güneydoğu gazileri olarak anılan tüm bu askerler aslında yasalar karşısında gazilik ünvanına resmen sahip değiller. Peki neden resmen gazi sayılmıyorlar?

Bir savaşın yarattığı en büyük kayıp nedir?
İnsanların değil insanlığın ölmesidir...
Unutulmak bir şehidi öldürür.
Unutmak insanlığı..
Gaziler soruyor :
"Gözlerimizin içine neden bakamıyorsunuz?"
Neden bakamadığımızın cevabı vicdanımızda saklı.


KITAP TANITIMI

29 Temmuz 2007 Pazar

Türklerin Tarihi - Jean Paul Rhox


Kuzey ormanlarından çıkıp geldiler, cesur, dağınık, marifetli ve henüz yolun başındaydılar. Önce bozkıra, sonra Çin içlerine ve sonra da sonu başı belli olmayan bir sel gibi garba doğru yayıldılar ...Türkler adıyla tarihe geçen bu boylar, aileler ve kavimler bütünü batılıların gözüyle çoğunlukla barbarlığın simgesi olsalar da Orta Asya’nın yüksek uygarlıklarından birini ve bazen küçük devletlerinin bazen de devasa imparatorluklarının sınırları dahilinde kültürler arası barışı ve huzuru tesis ettiler. Bazen memluk, bazen efendi ve bazen de birbirlerinin en amansız düşmanıydılar. O en baştan beri inandıkları dinlerinden hiç vazgeçtiler mi, ne kadar Budist ne kadar Hıristiyan ne kadar Yahudi ve ne kadar Müslüman oldular? Tüm bu yüzyıllar boyunca tek arzuları, tüm o savaşlar, yağmalar, fetihler, din değiştirmeler ve sergilenen bilgelikler sadece barışa ve huzura kavuşmak için miydi?Altay Türklerinde Ölüm, Orta Asya’da Kutsal Bitkiler ve Hayvanlar, Moğol İmparatorluğu Tarihi, Orta Asya: Tarih ve Uygarlık, Türklerin ve Moğolların Eski Dini’nden sonra ünlü Türkolog Jean-Paul Roux sizi 2000 yıllık tarih içinde bir yolculuğa, bildiğinizi sandığınız ya da hiçbir fikriniz olmayan olaylara, insanlara ve inançlara tanıklık etmeye davet ediyor.

The Secret - Rhonda Byrne


"Bu sırrın ne olduğunu söyleyemem.Tek söyleyebildiğim varolduğu."

(Alexander Graham Bell-Telefonun Mucidi) Çağlar boyu nesilden nesile geçerken, bir çok insan ona göz dikti, onu gizledi, kaybetti, çaldı, büyük paralar karşılığı satın alanlar oldu. Tarihteki en önemli insanların bazıları yüzyıllar kadar eski olan "Sır"ra vakıf olmuşlardı. Eflatun, Galileo, Beethoven, Edison, Carnegie, Einstein ve diğer mucitler, bilim adamları ile büyük düşünürler "Sır"rı biliyorlardı; ve şimdi "Sır" dünyaya açıklanıyor.

"Sır"rı öğrendiğinizde, istediğiniz her şeyi elde etmeyi, yapmayı, ya da istediğiniz her şey olmayı da öğrenmiş olacak; asıl kimliğinizi bulacak ve hayatta sizi bekleyen gerçek ihtişamın ne olduğunu göreceksiniz.

Sizce dünya nüfusunun sadece %1’lik bir kısmını oluşturan bir kesimin tüm maddi gelirin %96'sına sahip olması bir tesadüf mü?

Olağanüstü bir servete sahip olmak ister misiniz?
Muhteşem bir malikanede yaşamak ister misiniz
Ömrünüz boyunca hiç sıkıntıya düşmeden bolluk, bereket içinde yaşamak ister misiniz?
Ruh eşinizi bulmak ya da huzurlu, mutlu bir evlilik yaşamak ister misiniz?
Peki kendinize sorun. Gerçekten ne, ama ne istersiniz?

Amaçlarınıza ulaşmak için bu kitabı kullanmaya başlayabilirsiniz. Yaşamınızdaki herhangi bir şey için bir cevap, bir rehber arıyorsanız, sorunuzu sorun, cevap alacağınıza inanın ve bu kitabı rastgele açın. Açılan sayfada aradığınız cevabı ve tavsiyeyi bulacaksınız.

"Sır tüm olmuşların, olanların ve olacakların cevabıdır."

(Ralph Waldo Emerson-Filozof)

Ötüken Türkçe Sözlük 5 Cilt


Günlük hayatta kullandığımız kelimelerden Eski Türkçe' ye kadar Türk diline ait 246.000 sözcük içeriyor.

Sözcük sayısıyla olduğu kadar içeriğinde yer alan Osmanlıca Dizin'le de Türkiye'de bir ilk olan ve 38 yıllık çalışmayla hazırlanan Türkçe Sözlük, 5 ciltten ve 5.744 sayfadan oluşuyor.

Türkçe Sözlük, emekli öğretmen ve araştırmacı yazar Yaşar Çağbayır tarafından, Türkiye ve dünyada Türk dili üzerine yazılmış "Atabetü’l-Hakayık" tan çağdaş edebî metinlere kadar yaklaşık 1700 eserin incelenmesiyle hazırlandı.

Göktürk, Eski Uygur, Hakaniye, Oğuz, Eski Anadolu, Osmanlı, Çağdaş Türkiye Türkçesi ile Anadolu, Rumeli, Kıbrıs, Kerkük Ağızları'nın yanı sıra sözlükte 235 sayfadan oluşan Osmanlıca Dizin de yer alıyor. Osmanlıca alfabeye göre hazırlanan Dizin sayesinde Ötüken Türkçe Sözlük' ün içerisinde bulunan Osmanlı imlasıyla yazılı yaklaşık 55 bin kelimenin farklı okunuş ve anlamlarına kolayca ulaşılabiliyor. Sözlük kullanıcılarının bilgiye daha kolay ve çabuk ulaşabileceği şekilde hazırlanan Türkçe Sözlük' de; sözcüklerin doğru okunabilmesi için gerekli işaretlemelerle, sözcüğün hangi kaynaktan alındığını belirten parantez içi açıklamalar da yer alıyor.

Öğrencilik ve öğretmenlik hayatında Türk diliyle ilgili kapsamlı bir kaynağın yokluğu nedeniyle sıkıntılar yaşadığını belirten yazar Yaşar Çağbayır, Türkçe Sözlük' ü yeni nesillerin aynı sıkıntıyı çekmemesi için hazırladığını açıkladı.

Batılılaşma Yolunda - ilber Oltaylı


İlber Ortaylı Osmanlı İmparatorluğu’nda Tanzimatla başlayan batılılaşma hareketinin devletin kurumsal yapıları ve resmi ideolojisi ile cemaat ilişkilerini nasıl etkilediğini, dini ve resmi ideolojilerdeki bu değişimlerin toplum hayatına yansımalarını konu edindiği yazılarını yeni bir derlemede bir araya getiriyor. Usta tarihçi İlber Ortaylı'nın Batılılaşma Yolunda adlı yapıtı Osmanlı devleti ve toplumunun yaşadığı bu büyük değişim ve dönüşüm sürecini farklı pencerelerden izleyerek, dönemin dinamik ve renkli bir panaromasını sunuyor.

Kitaptan:
Tanzimat insanı yüzyıllar boyu küçümsenerek bakılan Beyoğlu’na adım atmıştı. Lamartine’in taşra kasabalarına benzettiği sözde şık semt Beyoğlu, taş binalarıyla İstanbul’un ahşap mahallerine tepeden bakardı. Avrupa’ya özenen aydınların buluştuğu yabancı kitapçıları, Avrupa mamulâtı satan mağazalarıyla Beyoğlu; İstanbullu Türk’ün yaşamında Avrupa’ya aralanan bir kapıydı. Cafe’leri, restoranları ve otelleriyle nihayet apartman hayatıyla, İstanbullu Beyoğlu’na çok sonraları taşınmaya başladı. Taşınma artıp, Beyoğlu’na ayrılan saatler ve günler çoğaldıkça Beyoğlu da tiyatrosuyla, tüketim zevkiyle, sefahatiyle Avrupa taşrası olmaktan çıkıp Osmanlılaştı